AB ile Türkiye arasında, 50 yıldan fazla süren ilişkilerin dayandığı entegrasyon işbirliğinin niteliği ve gelişme perspektifleri, Rusya için de büyük önem taşıyor. Rusya'nın Sesi'nin haberine göre Rus türkologlar, bu konuyu Tatyana Spiridonova’nın ‘Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin ekonomik alanına entegrasyon sorunları’ konulu yüksek lisans tez savunmasında masaya yatırdı.
Moskova Uluslararası İlişkiler Enstitüsü çatısı altındaki Uluslararası ve Orta Doğu Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Andrey Fedorçenko, "Rusya Bugün" ajansına yaptığı açıklamada Türkiye’nin AB’ye katılma perspektifleri ile ilgili şunu söyledi: ‘Türkiye’nin Avrupa Parasal Birliği’ni atlatarak Avrupa ve Gümrük Birliği ile ilişkilerde iki basamak daha yukarı çıkması büyük başarı olurdu. Ama bu süreçte çok sayıda karmaşık ekonomik faktör rol oynayacak. Bence, Türkiye ve İsrail, çok geniş Ortadoğu coğrafyasında medeni dünyayı temsil eden ülkeler. XX. yüzyılın 60’lı yıllarından beri kendi piyasalarının birleştirilmesi ve ticaret sınırlamalarının kaldırılması için çok aktif şekilde faaliyette bulunuyordu. Önümüzdeki 7-10 yıl içerisinde Türkiye’nin AB’nin yeni üyesi olacağını düşünüyorum’.
'HASSAS NOKTASI...'
Türkiye’de pazar ekonomisinin yürürlükte olması Türkiye’nin AB’nin ekonomik alanına başarılı entegrasyonunu sağlayabilecek önemli bir faktördür. Tatyana Spiridonova’ya göre ulusal ekonomi AB üye ülkeleriyle eşit rekabette bulunabilecek kadar güçlü değil şimdilik, ama bir sürü parametreye göre Türkiye kayda değer sonuçlar elde etmeyi başardı. Tatyana Spiridonova sözlerine şöyle devam etti: ‘Türkiye’nin en hassas noktası, küçük ve orta ölçekli işlerin yapılması için koşullardır. Ayrıca bilim ve eğitim alanındaki ilerleme oldukça yavaş kalıyor. Türkiye’nin gerçekleştirdiği önemli ekonomik, hukuk, anayasal reformlar ülkenin Avrupa’ya eğiliminin göstergesi. Avrupa ile entegrasyon projesi Türkiye için hala önemli, çabalar ise gelecekte en azından ekonomik bakımdan Avrupa Birliği’nin bir parçası olma imkanını tanıyacak’.
'GELECEĞİN ÜLKESİ TÜRKİYE'
Dr. Alexander Vasilyev Rusya Bugün’e Türkiye’nin AB ile entegrasyon süreci ve Rusya-Türkiye arasındaki çok yönlü işbirliğinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: ‘Daha 40 yıl önce Türkiye’de onun Avrupa ile entegrasyonundan bahsediliyordu. Evet, bu süreç epey uzadı, ama yine de önemi büyüktür. Bu tez Türkiye’nin ekonomik ve hukuk sisteminin uluslararası standartlara uymasının nasıl sağlanabileceğini gösteriyor. Son 40 yıl içinde ülke gerek sanayi ve tarım, gerekse eğitim alanında çok büyük atılım gerçekleştirmiştir. Türkiye, geleceğin ülkesidir, elde ettikleriyle de yetinmeyecek, ilerlemeye devam edecektir. Bizim bu ülkelerle ilişkilerimiz çok önemlidir. 100 yıldır savaşmamamız, Sovyet Rusya’sının Atatürk döneminde Türkiye’ye yardımda bulunmuş olması ülkelerimizin imkanlarının göstergesidir. Ekonomik ortak olarak birbirimize çok büyük ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor. Karadeniz bölgesinde güvenlik ve istikrarın sağlanması, mevcut olan Boğazlar rejiminin korunması konusunda da bizim tutumlarımız örtüşüyor. Birbirine saygı duyarak ileride de ilişkilerimizi geliştirmek hem Rusya’nın hem deTürkiye’nin çıkarlarına hizmet ediyor. Tarihte ilk kez birbirini o kadar yakından tanımamız için fırsat yakaladık, ben şu an hem turistleri hem de Rus-Türk karma evliliklerini kastediyorum. Bütün bunlar bizim sadece komşu değil ortak ve dost olduğumuzu gösteriyor’.
'BELKİ DE HADEFLERİ DEĞİŞECEK'
Avrupa’ya odaklanma gerçekten Türkiye’nin dış politikasının çok önemli faktörü. Ama onun Avrupa tercihi gerek bölgesel gerekse uluslararası ilişkileri geliştirmesi için engel değil. Rusya Bilimler Akademisi’ne bağlı olan Doğu Bilimleri Enstitüsü Ortadoğu ve Orta Asya Ülkeleri Merkezi’nin Türkiye Bölümü Müdürü Natalia Ulçenko’ya göre ‘Türkiye’nin tercihi sadece onun hangi ülkelerle ekonomik ve siyasi ilişkileri sürdüreceğini değil, kendisinin de nasıl değişeceğini gösterecek. Belki de hedefleri değişecek. Bir süre sonra AB’nin de nasıl değişeceği, Türkiye için çekiciliğini koruyup korumayacağı önemlidir’. Rus türkologlar Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakere süreci çerçevesinde gösterdiği çabaların yakın gelecekte olumlu sonuç verebileceği ihtimalini dışlamıyorlar.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...