Temmuz ayının yakın tarihimiz açısından, demokrasimiz açısından, birlik ve bütünlüğümüz açısından farklı bir yeri var. Bu ay, Türk demokrasi tarihimizin matem aylarından biri sayılabilir. Özellikle yakın tarihimizde milletimizi üzen, önemli sıkıntılar yaşadığımız bir ay. “Çorum Olayları” olarak tarihe geçen 1980’de yaşadığımız sıkıntılar, 1993 yılında 2 Temmuz’da Sivas’ta yaşanan elim hadise ve hemen iki gün sonrasında Erzincan Kemaliye ilçesi Başbağlar Köyünde yaşanan katliam ve daha 3 yıl önce 15 Temmuz hain darbe girişimi içinde bulunduğumuz ay içerisinde yaşanan hadiseler…
Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda bu önemli hadiseler aynı zamanda bin yıllık kardeşliğimize, akrabalığımıza, komşuluğumuza, dostluğumuza kurulan bir tuzaktı. Özellikle Çorum olaylarının hemen akabinde demokrasimizi kesintiye uğratan 12 Eylül Darbesinin yaşanması, Sivas ve Başbağlar katliamlarından birkaç yıl sonra 28 Şubat’ın yaşanması devletimize ve milletimize kurulan tuzakları izaha yetiyor.
Eti tırnaktan ayırmaya, kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışanlar milli ve manevi hassasiyetlerimiz üzerinden bütünlüğümüze kast edenlere, demokrasimize, topraklarımıza kast edenlere milletimiz fırsat vermedi.
Çorum Olaylarında 57 canımız vefat etti. Onlar bugün şehrimizde yaşadığımız insanların akrabasıydı, dostuydu, komşusuydu. İşte bu güzel birliğin, bu güzel beraberliğin bozulması için yapılan provokasyonlar şükürler olsun istenilen noktaya varmadı. Bu şehrin birliği bozulmadı. Bu şehrin kardeşliği paramparça olmadı. Aksine çıkarılan ders, kötü niyetlerin kavranması ile kardeşlik bilincini sokak sokak, cadde cadde büyüttü.
Biz dünyanın ilk barış antlaşması olan Kadeş Barış Antlaşmasının imzalandığı topraklarda yaşıyoruz. Dünümüze kurulan tuzaklar, hemşehrilerimizin feraseti, yüce gönüllüğü ve vatan sevgisiyle nasıl bertaraf edildiyse, bugünümüze ve yarınımıza kurulan tuzaklar da aynı şekilde bozulacaktır.
Biz bizi bir binanın tuğlaları gibi biz bir tarağın dişleri gibi biz bir elin parmakları gibiyiz. Bizi bir kılan bizi millet yapan değerlerden hiçbir zaman ödün vermeyeceğiz.
Bu şehirde kardeşlik bağları bütün Türkiye’ye örnek olacak şekilde olduğundan daha da güçlenecektir. Toplumun tüm kesimleriyle, toplumun bütün katmanlarıyla şehrimizin birliği, ülkemizin beraberliği ve milletimizin dirliği için çalışmaya hizmet etmeye devam edeceğiz.
Sadece Çorum’da değil 81 vilayetimizle birlikte hatta gönül coğrafyamızda bulunan kardeşlerimizle birlikte güzellikleri paylaşarak çoğaltacağız. Sıkıntıları da paylaşarak eksilteceğiz…
Çorum olaylarında kaybettiğimiz canları, Sivas katliamında, Başbağlar katliamında, 15 Temmuz hain darbe girişimde kaybettiğimiz canları, kardeşlerimizi, büyüklerimizi rahmetle yad ediyorum. Allah hepsinin mekanını âli eylesin. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin.
Bir çok milletin belki mahrum olduğu, ama bizim her karış toprağımızda bulunan gönül erlerinin en büyüklerinden biri olan Hazreti Yunus’un söylediği gibi: “Hakk’ı gerçek sevenlere, cümle alem kardeş gelir.” Biz hakkı seviyoruz, cümle alemi kardeş biliyor ve öyle bilinmek istiyoruz. Çorum bu kardeşliğin en güzel beldelerinden biri oldu öyle de kalmaya devam edecektir.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...