BAŞKANLIK SİSTEMİ TAYYİP ERDOĞAN'IN KİŞİSEL MESELESİ DEĞİLDİR"

Asayiş haber 28 Ocak 2016 12:26
Videoyu Aç BAŞKANLIK SİSTEMİ TAYYİP ERDOĞAN'IN KİŞİSEL MESELESİ DEĞİLDİR"
A
a

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da, Türkiye Anayasa Platformunca düzenlenen "Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte" temalı programda konuştu.

http://www.trthaber.com/canli-yayin-izle.html
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

Yeni Anayasa için Hep Birlikte Çağırısı'nın şu ana kadar yaklaşık 300 sivil toplum kuruluşumuz tarafından desteklendiğini öğrendim. Bu sayı kısa süre içerisinde inanıyorum ki çok daha yüksek rakamlara çıkacaktır. Bunun ise ülke genelinde milletin birliğine bir çağrı olduğuna inanıyorum. Çünkü bu mesele herhangi bir kurumun veya şahsın değil bizatihi milletimizin meselesidir.

"YENİ ANAYASA SÜRECİ HIZLA OLGUNLAŞACAKTIR"

Milletimiz, STK'lar aracılığıyla artık konuya el koymuştur. Bu tür toplantılarla, arama konferanslarıyla tüm kesimleri içine alan yeni anayasa süreci hızla olgunlaşacaktır. Bu mesele, millidir, yerlidir. Milli ve yerli olan her meselede Cumhurbaşkanı olarak ben varım.

Yeni anayasayı istemeyenler, mevcut anayasadan memnun demektir. Mevcut anayasa yıllar içinde yapılan tüm müdahelelere rağmen, hala darbe izlerini taşıyan bir anayasadır. Mevcut anayasada sürekli değişmesine rağmen ıslahı olmayan bir metin bulunuyor.

"BİZDEKİ ANAYASA METİNLERİ DAYATMA"

Anayasa metinleri bir toplum sözleşmesidir, öyle de olmalıdır. Oysa ki bizdeki anayasa metinleri dayatmadır. Burada olan herkes darbecilerin hazırladığı anayasa ile ömürlerini geçirdiler. Gelin yeni nesiller darbecilerin hazırladığı anayasa ile yaşamasınlar. Yeni anayasa ruhu, dili ve yönetimiyle milletimizin tarihini yansıtan bir metin olmalıdır. Bu anayasada millet kendini görmeli.

Türk tipi başkanlık diyorduk ya, bu durumda da Türkiye modeli anayasa hazırlamayı ortaya koyabilmeliyiz. Millet buna hazır ama ben elitim diye gezinen siyasetçiler buna hazır değil. Millet hazır. Bize göre milleti merkeze alan anayasa Türk tipi anayasadır. 

Yasama ile yürütme arasındaki sıkıntıların temelinde mevcut anayasanın çatışmaları esas alan yapısı vardır. Yeni anayasa birbirlerini destekleme temelinde olduğunda bu sorun da çözülecektir. 

"BAŞKANLIK SİSTEMİ TAYYİP ERDOĞAN'IN KİŞİSEL MESELESİ DEĞİLDİR"

Biz parlamenter sistemin ülkemizde miadını doldurduğuna inanıyoruz. Milletime özellikle sesleniyorum, şu yanlışı peşinen düzeltmek istiyorum. Başkanlık sistemi Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi değildir. Bunu böyle bilelim. Bu sistemi Cumhurbaşkanlığımda da konuştum, Başbakanlığımda da konuştum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum zaman da konuştum. Buna yeni başlamadık. Biz dersimizi iyi çalışıyoruz. Benim bu konuyu gündeme getirmem, Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi için böyle bir yönetim sistemine sahip olması gerektiğine olan samimi inancımdan kaynaklanıyor.

Akıl süzgecinden geçirmek yerine şahsıma indirgeyen herkes ülkemiz ve milletmize karşı büyük vebalin içine girer. Türkiye'nin geleceği için Başkanlık sistemi doğru bir tercih olacaksa bunun tartışılması ve hayata geçirilmesi gerekir. 93 yıllık cumhuriyetimizin her döneminde bu mesele konuşulmuştur. 

Merhum Erbakan, merhum Türkeş, hepsi Başkanlık sistemine olumlu bakmışlardır. Onların ardından gelenler karşı çıkıyor. 

"STK'LAR ŞU ANDA BU ADIMI ATTI"

Halkımızın yeni anayasa veya başkanlık sistemiyle ilgili daha da bilgilendirilmesi gerekiyor. Televizyonlarda, gazetelerde bunun anlatımı ve halkımızın bilgilendirilmesi gerekiyor. İşte STK'lar şu anda bu adımı attı. Üniversitelerimizin fakültelerinde bunlar tartışılır noktaya gelmeli ve paneller başlamalı. 

"CUMHURBAŞKANI'NIN MİLLET TARAFINDAN SEÇİLMESİ İLE ADIM ATILDI"

Cumhurbaşkanı'nın millet tarafından seçilmesi ile adım atıldı, bu iş yürüyor. Kendimizi aldatmayalım. 

Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesi ile yeni bir gerçekle karşı karşıyayız. Bu gerçek Cumhurbaşkanlarının artık siyasi bir yük olarak görevlerini gerçekleştirecek olmasıdır. Türkiye'nin  Cumhurbaşkanı'nın seçim sistemi konusunda geriye gitmesi söz konusu olamaz. 

×Powered By CapricornusBugün biz aynı siyasi gelenekten gelen Cumhurbaşkanı ve Başbakan olarak uyum içindeyiz. Aynı siyasi gelenekten gelmemiş bir Cumhurbaşkanı ile de ben çalıştım. Ne getirdiğini ne götürdüğünü ben gördüm. Damdan düştüm. Bunu biz rahmetli Demirel'de, rahmetli Özal'da görmedik mi? Gördük. Nasıl birbirlerine saldırdıklarını görmedik mi?

"MİLLETE GİDİLMELİDİR VE NİHAİ KARARI..."

Yapmamız  gereken bu kriz halinin ortaya çıkmasını beklemeden bugünden tedbiri almaktır. Yani Başkanlık sistemine geçmektir. Yeni anayasanın bu anlayışla hazırlanması en doğrusudur. Millete gidilmelidir ve nihai kararı vekiller değil, asil olan millet vermelidir. 

Bizdeki mevcut sistem dalgalanmalara, krizlere, istikrarsızlıklara maalesef açık. Bunun bedelini millet olarak ödüyoruz. 2008 yılında dünyada başlayan finansal kriz pek çok devleti hala etkisi altında tutuyor. Aynı kriz Türkiye'yi ise benim deyimimle teğet geçti. Eğer güçlü bir tek parti hükümetine sahip olmasaydık, küresel finans krizinin bizi nasıl bir duruma düşüreceğini düşünmek bile istemiyorum.

TÜRKİYE İSTİKRARSIZLIĞIN BEDELİNİ ÖDEDİ

Türkiye siyasi istikrarsızlıkların bedelini ekonomik krizlerle ödemiştir. Bürokratik oligarşi senin önüne mevzuatı koyar. Sende bunun altından kalkamazsın. Hele bir de korkak siyasetçiysen yanmışsın. 7 Haziran il e1 Kasım seçimleri arasında bedelini hala ödedidiğimiz bir tereddüt yaşandı mı? Ortalık kan gölüne  döndü mü? Koalisyon zemini ortaya çıktı, bunu fırsat bilen yamyamlar ortalığı kan gölüne  döndürdü. Başkanlık sistemi sağladığı mutlak istikrar ile ülkemizi koruyacaktır. Ani bir makas değişikliği olmayacağı için orta ve uzun vadeli programların kararlılıkla uygulanması sağlanacaktır. Başkan'ın sorumluluğunda sağlanacak yürütmenin görevlerini çok daha titizlikle yapacaktır. 

"Millet Yeni Anayasa'da kendini görmeli"
Gerçeğin ışığı farklı fikirlerin çarpışmasıyla ortaya çıkar. Çoğulcu bir anlayışla yeni anayasanın hazırlanmasını bekliyoruz. Bizdeki anayasa metinleri dayatmadır. Gelin darbecilerin değil milletin yaptığı anayasayı bizden sonraki nesillere armağan edelim. Milletimizin tarihini, özlemlerini yansıtan bir metin olmalı. Millet kendisini görmeli, tarihini görmeli.

"Seçkinci değil, kapsayıcı bir anayasa"
Bu bakımdan yeni anayasanın yapımındaki usulü çok iyi belirlemeliyiz. 2011'deki yöntemin sonuç vermediğini gördük. 60 maddelik çalışma çok önemli bir ispattır. Şimdi STK'lar aracılığıyla milletimizin tüm kesimlerini içine alacak bir anayasa yazım süreci yürütmeliyiz. Seçkinci değil, kapsayıcı bir anayasa metnini ancak böyle ortaya çıkarabiliriz.

Türk tipi başkanlık diyorduk, Türkiye modeli anayasa hazırlama başarısını da ortaya koymalıyız.

"Parlamenter sistemin miadını doldurdu"
Yasama organı olan Meclis'in asli alanına yoğunlaşmasını sağlamalıyız. Bu hususta çok fazla sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. Hukukun üstünlüğü konusunda kimsenin itirazı olmaz. Yargı organları ile yasama ve yürütme arasında eskiden beri süren sıkıntıların temelinde güçlerin çatışmasını esas alan anlayış var. Yeni anayasanın ruhu çatışma yerine uyum ve denge oluşturulduğunda bu sıkıntı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Parlamenter sistemin ülkemizde miadını doldurduğuna inanıyoruz. Yeni Türkiye'nin inşası sürecinde yeni anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. 

"Özal ve Demirel de olumlu görüş belirtmişlerdi"
Merhum Özal, Demirel... Onlar da başkanlık sistemi hakkında olumlu görüş vermişlerdir. Milletin kendi tercihi olarak yeni anayasa ve başkanlık sistemini tartışabilmektedir. Sadece bu bile ülkemiz açısından bir kazançtır. Halkımızın yeni anayasa ve başkanlık sistemi ile daha da bilgilendirilmesi önem arz etmektedir. STK'lar şu anda bu adımı atmış durumda. Üniversitelerimizin başta hukuk fakülteleri olmak üzere tartışılır noktaya geldi. 

Cumhurbaşkanlığı seçimleri
Başkanlık sistemi ile ilgili önemli bir avantajımız, cumhurbaşkanının doğrudan millet tarafından seçilmiş olması. Seçimle gelen cumhurbaşkanının sembolik konumda bulunması düşünülemez. Meclis'in seçtiği cumhurbaşkanlarının da siyasi gündemin dışında kaldığını da söyleyebilmemiz mümkün değil. Kendimizi kandırmayalım, bizzat 2003-2007 yılları arasında tecrübe ettik.

Sandıktan çıkan cumhurbaşkanının bir kenarda oturmasını bekleyen bu milleti tanımıyor demektir. 

Sezer döneminde yaşananlar
İleriye doğru atılmış ancak yarım kalmış adımı tamamlamamız gerekiyor. Hem seçilmiş başbakan hem de seçilmiş Cumhurbaşkanı ile bu sürecin yürümesi fevkalade zordur. Aynı siyasi gelenekten gelmemiş Cumhurbaşkanı ile ben çalıştım. Ne getirdiğini ne götürdüğünü biliyorum. Damdan düştüm. Aynısı yarın değişik siyasi anlayışla olursa bu iş nasıl yürüyecek? Nasıl birbirine saldırılar olduğunu görmedik mi? Bundan ders çıkarmayacak mıyız? Meclis'in seçtiği Cumhurbaşkanlarının hükümetlere nasıl güçlük çıkardığını biliyoruz. Bu kriz halinin ortaya çıkmasını beklemeden yarım kalan işi sistemi tamamlamak yani Başkanlık Sistemine geçmektir. Yeni anayasanın bu anlayışla hazırlanması en doğrusudur.

Referandum işareti
Benim teklifim kararın milletimize bırakılmasıdır. Hem parlamento bir karar vermelidir ama parlamento kararı sonrasında millete gidilmelidr. Nihai kararı vekiller değil asiller olan miller vermelidir.

"Parlamenter sistem krizlere açıktır"
Halkın seçtiği bir sistemin 40 yıllık siyasi tecrübeme dayanarak milletimizin talebi olduğumuzu biliyorum. At sahibine göre kişner derler. Her sistemi işletecek olan orada sorumluluk üstlenen kişilerdir. İyi bir sistem vasat kişilerle işleyebilir. Ama bizdeki sistem krizlere çok açıktır. Bunun bedelini millet olarak ödüyoruz. 94 ve 2001 krizleri dünyada sorun yaşanmadığı dönemlerde kendi iç meselelerimiz nedneiyle ortaya çıkan krizlerdir. 2008 yılındaki kriz pek çok ülkeyi kasıp kavurdu. Bizde ise teğet geçti. Bizde istikrar vardı. Güçlü bir tek parti hükümetine sahip olmasaydık küresel krizin bizi nasıl bir duruma düşüreceğini düşünmek bile istemiyorum.
7 Haziran sonrası koalisyon ihtimali ortaya çıkınca yamyamlar ülkemizi kan gölüne çevirdi.

"Ameliyata göz yummayız"
Nüfusumuz hamdolsun 79 milyona yaklaştı. Tek millet diyoruz. Tek bayrak diyoruz. Başka bir bayrak asla bu semalarda dalgalanamaz diyoruz. Tek vatan diyoruz. 780 bin metre kare vatan toprağında herhangi bir ameliyata asla göz yumamayız diyoruz. Tek devlet diyoruz. Adı ve söylemi ne olursa olsun hiç bir devlet paralel devlet paralel yapıya izin vermeyiz veremeyiz.

"Başına dünyayı yıkarız"
Nasıl cemaat içinde devlet içinde devlet içinde çalışanları dar ediyorsak devlet içinde öz yönetimle devlet kurmaya çalışanların başına dünyayı yıkarız.

Kaynak : www.hitittv.com
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

sondakika SON DAKİKA
hava durumu HAVA DURUMU
anket ANKET

YENİLENEN SİTEMİZİ NASIL BULUYORSUNUZ?

e-gazete E-GAZETE
arşiv HABER ARŞİVİ
linkler LİNKLER
  • http://www.hitittv.net Çorum'un Ulusal ve Yerel
  • İnteraktif haber sitesi
  • Sondakika Çorum Haberleri
duyurular DUYURULAR
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat

sol reklam
Önce çevre
Erdoğan reklam