Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Atıf Hoca anma programı sonrası bir kesim tarafından gösterilen tepkilere belge ile birlikte cevap verdi...
Vali Mustafa Çiftçi, İskilipli Atıf Hoca’yı anma programı sonrası bir kesim tarafından gösterilen tepkilere Resmi Gazete’de yayınlanan belge ile cevap verdi. Çiftçi’nin yayınladığı 16.7.1938 tarih ve 3961 sayılı Resmi Gazete nüshasında İstiklal Mahkemeleri kararları ile mahkum edilmiş olanların affedildikleri belirtiliyor. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Çiftçi, anma programı sonrası bir kesimin hiç hoşnut olmadığını, eleştiri ve fikir hürriyeti sınırlarını aşarak şahsına ve beraberindeki heyete ağza alınmayacak ifadeler kullanıldığını söyledi...
İskilipli Atıf’ın mazlum ve mağdur birisi olduğunu ifade eden Çiftçi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “İlkokulda öğrendiği bilgilerle, basmakalıp ifadelerle fikir beyan eden, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, ahkam kesen, başkalarının düşüncelerine saygı göstermeyen, kendileri gibi düşünmeyenlere hakaret etmeyi hak gibi gören fütursuz bir güruh var. Bunlar şunu bilmeliler ki, ben onların ilkokulda/ortaokulda okuduğu İnkılap Tarihi derslerini, ilkokuldan üniversiteye her bitirdiğim okulda defalarca okudum, resmi tarih öğretileri konusunda en az onlar kadar bilgi sahibiyim. Ayrıca alternatif kaynaklardan da yakın tarihimizi, bize hain olarak tanıtılan insanların gerçek hayat hikayelerini araştırdım, öğrendim...
İskilipli Atıf Efendi de bize hain diye tanıtılan, dayatılan, böyle bilmemiz istenilen mazlum ve mağdur insanlardan biridir, Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından haksız-hukuksuz yere zulmen idam edilmiştir. Gazeteci Uğur Mumcu’nun tabiriyle “… mahkeme olarak vasıflandırılması mümkün olmayan, savaş ve ihtilal dönemlerine özgü anti-demokratik infaz kurulları…” olarak değerlendirilen İstiklal Mahkemeleri’nde Atıf Efendi’nin idam cezasına hükmedilmesi, verilen kararın hukuki olduğunu, Atıf Hoca’nın suçlu olduğunu göstermez. Karar hukuki olmaktan ziyade siyasidir, potansiyel risk olabileceği düşünülen kişilerin rejim tarafından tasfiye edilmesi ve millete gözdağı verilmesinden ibarettir. Nitekim aradan geçen 97 yıla rağmen, M. Atıf Efendi hâlâ anılıyorsa, milletin tertemiz vicdanında yaşamaya devam ediyorsa, idam cezasının millet nezdinde kabul edilmediğinin, resmi tarih gözüyle konuya yaklaşılmadığının bir göstergesi sayılmalıdır.
Yine, 16 Temmuz 1938 tarih ve 3961 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 3527 sayılı Af Kanunu “İstiklal Mahkemeleri kararıyla mahkum edilmiş olanlar affedilmişlerdir. Bu af, infaz edilmemiş cezalarla, mahkumiyetleri infaz olunanlar hakkında bütün hukuki ve fer’i netâyiç (sonuçlara) ve tesirâta (etkilere) şâmildir. ( madde 1 )” demek suretiyle İstiklal Mahkemeleri’nin vermiş olduğu kararlara karşı, âdeta genel bir af çıkarılmış ve bütün suç ve cezalar ortadan kaldırılmıştır. Sonuç olarak, yaptığımız ziyaret, iddia edildiği gibi bir suç ve suçluyu övme değildir, ayrıca Atıf Hoca hâin olmadığı gibi ziyaret edenler de hâin değildir. Kem söz sahibine aittir. İnanıyorum ki, yakın tarihimiz de “milletin tarihi” olduğunda gerçekler daha iyi anlaşılacaktır.”