Yaşar Nuri Hoca, Hristiyanlar Hz İsa’ya saygılarından dolayı Allah’ın oğlu dediler, halbuki Kuran bunu reddediyor demektedir. Doğrudur Kuran-ı Kerim bunu reddeder.

"Yahudiler, 'Uzeyir Allah'ın oğlu.' dediler, Hıristiyanlar da 'Mesih Allah'ın oğlu.', dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!" (Tevbe, 9/30)

Konu ile ilgili Maide sûresinde de ayet var, ama burada ayrıntıya girmeyeceğim. Şimdi vaktinde Hz İsa’yı veya Hz Uzeyr’i Takdis etmek, yüceltmek için bu tip sıfatları peygamberler’e verdiler . Allah Çocuk sahibi değildir. Hristiyanlar ve Yahudiler bu işi yaparak Hz İsa vesair takdis ettiği peygamberler Allah’ın oğlu diyerek Onları tanrılaştırlar ki bu şirktir. Hatta Allah’a insani vasıfları yakıştırarak Melekler Allah’ın Kızlarıdır” denilmedi mi ? Şimdi yine belki iyi niyetlerle Allah’a ait olabilecek sıfatları Sevgili Peygamberimiz’e yakıştırabiliyorlar. Hz Muhammed’in bu tip sıfatlarla yüceltilmesine gerek yoktur. Çünkü Cenab-ı Hak Onu Kuran’da övmüş “Ey Muhammed, Sen yüksek bir ahlak üzeresin” buyurmuştur. Aziz Peygamberimiz Kainatın sahibi tarafından bu denli övülmüşken biz hangi sıfatla Onu övebiliriz. Biz Ona resul deriz nebi deriz yani Kuranın ifadeleri olan sıfatları veririz.

Bunun dışında sevgimizi ifade eden mevlitler çeşitli şiirler yazarak aşkımızı deklare ederiz. Efendi kelimesi sahip malik anlamına gelmektedir. Peygamberimiz’e Kainatın Efendisi dersek Kainatın sahibi anlamı kastedilirse bu itikadi açıdan sıkıntı olabilir. Ama ben insanlarımızın bunu hürmet etmek anlamında söylediklerini düşünüyorum.Yine ecdadımızın Peygamberimiz’e yakıştırdığı Fahr-i Alem yani Mevcudatın övünç kaynağı ne kadar güzel bir aşkın ifadesidir. Zaten Yüce Allah da O’nu Kuran’da yüce ahlak üzeresin diyerek övmemiş midir. Ama aynı Peygamberimize Kuran, Kainatın Efendisi dememiştir. Bu sıfat Onun sevenlerince verilmiş bir sıfattır.

 Maksat kainatın maliki olarak ise bana göre bu, hatalı bir ifadedir. Biz eskiden mevlid okurken bu açış cümleleri ile mevlide girerdik…

“Seyyid û Kainat Hz Fahr-i âlem Muhammed Mustafa ra salavat….” Bakınız yıllarca hep böyle okuduk,aklımıza hiç kainatın sahibi bir peygamber fikri gelmedi.Aynı cümlenin içindeki fahr-i alem (Kainatın Övüncü) ne kadar güzel ve  “Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik” fermanıyla da örtüşüyor. Osmanlılar “el umûru bi mekasidiha” yapılan ve söylenen şeyler niyetlerle bir değer kesbeder. Hiçbir Müslüman, Peygamber aşığı Peygamberimize bu sıfatı kullanırken Kainatın sahibi anlamında söyleyeceğine ben inanmıyorum. Efendi (Seyyid) kelimesi din büyüğü, yüce insan saygın kişilik anlamında söylenince bir sıkıntı arzetmez…Peygamber Efendimiz derken de buradakiefendimiz kelimesi insanların sahıbi anlamına değil herhalde,,,Biz Peygamberimizin kölesi değiliz tabii ki…Onun ümmetiyiz ve bununla da şeref duyarız. Ama bazı büyüklerimiz, örneğin Mevlana “Men bende-i Kur’anem Eğer Can Dârem…diye devam eden sözünün ilerisinde “Ben Kuran’ın kölesiyim, Hz Muhammed’in ayağının tozuyum” diyebilmiş. Bunu Peygamberimize olan saygısından ve aşkından söylemektedir. Bunun altında şirk aramamamız gerekir. Kaldı ki Edebiyatta bu tip sanatsal ve mecazi sözler serdedilmiştir. Yeter ki kalpler sağlam itikatlar korunaklı olsun. Yalnız bazı şirke götürebilecek şeyler de günümüzde yapılabiliyor . Bunlara dikkat etmek gerekir.

Örneğin hiç unutmam dini tasavvufi bir derginin üstünde yazıyordu.Müritleri, mürşitleri için ne yazmışlardı biliyor musunuz? “Sahibüz Zaman … Efendi hazretleri”…Sayın okuyucularım bir insana sahibüz zaman denir mi? Zamanın ve mekanın sahibi Cenab-ı Haktır. İşte insanımız sevginin dozunun böyle kaçırabiliyor ve neticede Allah’ın vahdaniyetine, ilahlığına tasallut ediliyor. Peygamberimiz de hatırlayınız ne diyordu “Ben önce kulum sonra peygamberim”. Şehadet kelimesinde de abduhü ve resulühü özellikle kulluğu takiben vahiy aldığı için de Peygamberimiz’in  peygamberliğine dikkat çekilmiştir. Kuran da bunu “iNNİ BEŞERUN” ifadesi ile yer yer görmekteyiz.  Peygamberimiz zaten vahiy alması sebebiyle ve örnek ahlakıyla büyük bir insandır. Hristiyanların peygamberlerine yaptığı şeyi biz peygamberimize yapmayalım.

Sevgimizi bildirirken Allah korusun Cenab-ı Hakka ait olan sıfatları O’nun için kullanmayalım. Yine O’nun hayatından örnek verirsek; Bir zat ‘O’nun için Geleceği bilen Peygamber” ifadesini kullanınca içi daralmış kızgınlık hali gelmiş ( Malum Peygamberimiz  kızınca alnının ortasındaki damar biraz kabarırmış) Ve o sözü söyleyen zatı ikaz ederek “Gaybı ancak Allah bilir , ben bilmem” diyerek hakkı teslim etmiştir.

Şimdi hal böyle olunca tüm çağların en büyük lideri, İnsanların ve cinlerin peygamberi (Resûlüs Sekaleyn) Sevgili Peygamberimiz Efendimizin bizden memnun olmasını istiyorsak sloganik ifadeleri,kutlu doğum haftasında dinleyiciye daral getiren lüzumsuz protokol konuşmalarını bırakıp Onun yüksek ahlakını hayatımıza taşıyalım. Peygamberimiz 4 tane plastik gül dağıtmayla anılmayacak kadar büyük bir insandır. Doğumunu kutladığımız Aziz Peygamberimizin haftasında Onun gibi yetimleri sevindirelim ,bu hafta için nümayişlere harcanan trilyonları yetimlerin ve bu ülkenin istikbali olan çocukarımızın eğitimine harcayalım. Her sene on bin yetimin ilkokuldan üniversiteye kadarki tahsilinin kaynağı olabilecek “Hz Muhammed ve Yetimler Sandığı” oluşturup bu gençliğimize sahip çıkalım. Yükselen İslamın ışığı bilboardlara harcanan trilyonlarca lira israf kökenli faaliyetlerde ve yine trilyonlarca liralık plastik güllerde değil Gençliğin İslam ahlakı üzere yetiştirilmesi iledir. 

Benim minicik ilçemde böyle bir küçük sandığı Kuran Kursu Hocalarımla beraber oluşturdum ve geçen yıl 8 tane yetimi sevindirdik. Bunu Türkiye Genelinde daha kapsamlı yapabiliriz. Eğer bu güzel haftayı böyle içi dolu hale getirebilirsek Yaşar Nuri Öztürk, Kutlu Doğum Haftasına şirk diyemeyeceği gibi, Aziz Peygamberimiz de bize “Ümmetim” diyecektir.

“Muhammed beşer, Lâ Ke’l beşer…

  Bel hüve Ke’l Yakûti Beyne’l Hacer…

Hz Muhammed bir beşerdir, ama her beşer gibi değildir.O, Çakıl taşları arasındaki Yakut (Kırmızı elmas) gibidir.

Dolayısıyla cahillik yapmayın, Ondan bahsederken kemâl-i İhtiram ile bahsedin. Benim kafamı bozmayın. O ekşi sözlük denen kahpe çocukları yiğitseler açık kimliklerini ortaya koyup Peygamberimize hakaret etsinler de göreyim. Hiç kimsenin , milyonlarca menbsubu olan Hz Peygamberimize hakaret etmeye hakkı yoktur. Haftasını büyük coşkularla kutladıkları Peygamberimize söven Ekşi sözlük denen kafirlerle ilgili umarım yetkililerin söyleyecekleri birkaç kelamları vardır.

Adnan Zeki BIYIK

Çorum Ortaköy Müftüsü