Hatice Külcü"Cennet annelerin ayakları altındadır”

Yaşam 6 Mart 2013 03:22
A
a

Bugün “8Mart Dünya Kadınlar Günü” dolayısıyla bir aradayız. Sözlerimin başında hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüzü şimdiden kutluyorum.

Kadın ve Erkek olarak yaratılan insanoğlu, cinsiyetini seçerek doğma hakkına sahip değildir. Bu sebeple erkek veya kadın olarak doğmuş olmanın, bir diğerine üstün olma hakkı vermeyeceği de açıktır.

Tarih boyunca tüm kültür ve medeniyetler ; kadına ve erkeğe fiziksel ve duygusal farklılıklarından dolayı ayrı roller ,ayrı vazifeler, farklı görev ve sorumluluklar yüklemiştir.

Maalesef kadın;aile görevleri haricinde, sosyal hayatta, iş yaşamında ve siyaset sahnesinde yeterince yer tutamamış, erkekler kadar yer alamamıştır. Sosyal hayatın her yönünde adeta erkekler tarafından zaptedilmiş alanlar oluşturulmuş.

Aileden topluma ve oradan da devlet yönetimine uzanan erkek egemen kültür, bugünün küresel sorunlarının da en önemli sebebi olmuştur aslında.

Bugün bütün maddi ilerlemelere rağmen bir türlü barışa ve huzura kavuşamayan dünya işte bu “erkek egemen kültürün kontrolsüz gücü” nedeniyle daha da sancılı bir geleceğe doğru sürüklenmektedir.

Biz “Cennet annelerin ayakları altındadır” buyruğuna yürekten inanan bir milletiz.

Bizim tarihimizde ayrımcılık yok, bizim kültürümüzde, bizim inancımızda ayrı gayrı yok. Biz millet olarak hiçbir zaman ayrımcılığa tenezzül etmedik, bundan sonra da etmeyiz.

Kadınlarımıza yönelik her türlü ayrımcılığı reddeden, her türlü istismarı elinin tersiyle iten, kadını ve erkeği aynı değerde gören bir geleneğin temsilcileriyiz.

Kadın, Annelik gibi kutsal bir görevi üstlenirken bunun yanında yaşamın her türlü zorluğunu omuzlarında taşıyan fevkalâde bir varlıktır.

Toplumun en önemli yapıtaşı aile, ailenin de en önemli unsuru şüphesiz anne yani kadındır. Konuya bu boyutuyla baktığımızda kadınlarımızın psikolojisi, eğitimi ve dünyaya bakış açısı daha çok önem arz etmektedir.

Yarınlarımızın teminatı çocuklarımızın kişiliklerinin oluşmasında ve eğitiminde özellikle annelerin yeriçok önemlidir. Sağlıklı ve gelişmiş bir toplumun oluşabilmesi için, fertlerin eğitimli, gelişmeye açık ve katma değer üretilebilen bireyler olmaları şarttır. Bu sebeple, kadınlarımızın girişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı, ailesine, çevresine ve ülkemize faydalı bir birey olmasının önü açılmalıdır.

Nitekim, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kâbil midir ki bu kitlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kitlenin bütünü ilerleyebilsin. Mümkün müdür ki, cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?” demiştir.

İşte bu şiarla AK Parti iktidarında, kadınlarımızın eğitimi, iş hayatı ve sosyal hayata daha çok katılımı, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve siyaset alanında da daha çok temsili için önemli adımlar atılmıştır.

Anayasamızın 10.maddesine “Kadınlar ve Erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” maddesi eklenmiş ve eşitsizlik içeren cümleler anayasadan çıkarılmıştır. Çalışan kadınların doğum izni uzatılmış ve ayrımcılığın, istismarın önüne geçmek için Avrupa standartları kapsamında müeyyideler getirilmiştir. Kadınlarımızın evlerde yaptıkları üretim vergiden muaf hale getirilmiş ve bu ürünlerin pazarlaması ve satışı konusunda kolaylık sağlanmıştır. Yine mikro kredilerle ve bir takım hibe programlarıyla kadınlarımız kendi işyerlerini açma imkânı bulmuşlardır.

Artık sevinerek görüyoruz ki kadın sorunlarını yılda bir hatırlayıp, 364 gün unutan bir yönetim anlayışı yok. Ülkemizin bu anlamdaki geç kalmışlığını telafi etmek için, senenin 365 günü, gecesiyle –gündüzüyle çalışan kadrolar iş başında.

 

 

 

Ben buradan bütün hanım kardeşlerime sesleniyorum. Kadın sorunlarının çözümünde bir kadın olarak hepimiz aktif roller almalıyız. Kimimiz siyasi partilerde, gerek parlamentoda milletvekili olarak gerekse İl Genel ve Belediye Meclis üyeliklerinde görev almalı, kimimiz sosyal çalışmaların yoğun olduğu sivil toplum kuruluşlarında yer almalı ve karar alma süreçlerine mutlaka ama mutlaka katılmalıyız.

Çünkü kadınların toplum sorunlarının çözümüne katacağı çok şey var. Çünkü biz kadınlar hayata farklı bakıyoruz. Sorunları güçle değil akılla ve duyguyla çözmenin, dünya barışı ve toplumsal uzlaşma için önemli bir gerçek olduğuna inanıyoruz.

Sayın Başbakanımız da değerli eşleri de sık sık ifade ediyorlar ; biliyoruz ki, tarih boyunca savaşlar, terör ve yoksulluk en çok kadınları vurmuştur.

Özellikle terör konusunda yaşanan acının en çok da şehitlerimizin analarının, eşlerinin ve yakınlarının yüreğini yaktığını biliyor ve görüyoruz. Bu nedenle terörün bitmesi en çok da evlat acısı çekme korkusuyla yüreği ağzında yaşayan biz anneleri, kadınları sevindirecektir.

Analar ağlamasın, yuvalar parçalanmasın, yürekler yanmasın, birliğimiz, dirliğimiz bozulmasın diye verilen mücadeleye bir de bu açıdan bakmak ve destek olmak gerekir diye düşünüyorum. Bugünlerde yürütülen ve toplumun tüm kesimlerinde heyecan ve umutla neticeleri beklenen çalışma dolayısıyla bu duygularımı da ifade etmek istedim. Sayın Başbakanımız ve ekibine özellikle bu işte Allah’tan muvaffakiyetler temenni ediyor,tüm ilgilileri sürece katkı sunmaya davet ediyorum .

Ocaklar sönerken, çocuklar yetim, gelinler dul, analar evlatsız kalırken, bu acılara karşı sadece sessiz kalanlar, adeta o acılardan beslenenler ne kadınlar gününde ne anneler gününde ne de senenin başkaca bir gününde bize nutuk çekme hakkına asla sahip değillerdir.

Eğer geçmişte birileri çıkıp her türlü riski göze alarak bu sorunu çözme cesaretini gösterebilseydi bu kadar ananın, bu kadar gelinin yürekleri yanmayacaktı.

Şükürler olsun ki bugün devletimiz, hükümetimiz daha farklı ve daha güçlü bir irade göstermektedir. Bu güçlü irade; geleceğimizi acılar ve ayrılıklar üzerine değil, huzur ve kardeşlik üzerine inşa etme kararlılığını ve cesaretini göstermektedir. Bu durum hepimizi ziyadesiyle mutlu etmekte ve geleceğimiz adına da heyecanlandırmaktadır.

Kız çocuklarımızın okumasının önündeki kültürel ve fiili engeller de bir bir kaldırılmaktadır. Bu konuda Sn. Başbakanımızın Eşleri sayınEmine ERDOĞAN Hanımefendi’nin himayelerinde başlatılan “Ana-Kız Okuldayız”, “Haydi Kızlar Okula” gibi projeler kapsamında yüz binlerce kız çocuğumuz eğitim imkânına kavuşmuştur.

Yine Sn. Emine ERDOĞAN Hanımefendinin himayelerinde başlatılan “Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri” projesi çok kıymetli bir çalışmadır. Gönül Elçileri çalışmasıyla adeta devlet-millet el ele, devlet millet gönül gönüle, sorunların üstesinden gelineceği mesajı verilmektedir. Tabii ki, her işte gönüllü olmak ve gönülle yapmak önemlidir.

Gönül Elçileri projesini ilimizde de Sn. Valimizin Eşleri Fatma BAŞKÖY Hanımefendi yürütmekte.

Ben sizlerin huzurunda kendisini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Çünkü yapmış olduğu özverili çalışmalarla proje, halkımıza kısa sürede tanıtıldı. Kendisi hem il merkezimizde hem de ilçelerimizde pek çok toplantı tertip etti.

81 il içerisinde en gönüllü iller sıralamasında Çorum’umuzu bugün itibariyle 3.lüğe taşıdılar. İnşallah hedefimiz Çorum’u burada 1. yapmak. Ben sizden Fatma Hanım ve onun şahsında tüm çalışma arkadaşları için kocaman bir alkış rica ediyorum.

Sn. Başbakanımızın Eşleri Emine ERDOĞAN Hanımefendinin önderliğini yaptığı bu projeler bizler için de her zaman yol gösterici her zaman bir ışık olmuştur.

Genelde ülke çapında yapılan bu çalışmalar Anadolu kadınımızı şevklendirmiş ve hayatta daha özgüvenle bakmasını sağlamıştır.

Bizlerde Çorum Belediyesi olarak kadınlarımızın sosyal hayattaki başarılarını artırmak için bir takım çalışmalar yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz.

17 Mart 2011’de kurulmuş olan Kadın Kültür ve Sanat Merkezimiz 2 sene içerisinde çok önemli ve verimli çalışmalar yaparak siz Çorumlu hanımların takdirini topladı. Buradaki faaliyetlere olan teveccüh bize bu alandaki talebin ve ihtiyacın ne kadar fazla olduğunu gösterdi.

Bazı toplantılarda Başkan Bey de ,Muzaffer Bey de anlatıyor. Bu işlerden O’nun da çok keyif aldığını biliyorum. Şu anda 5 ayrı mahallemizde daha Kadın ve Gençlik merkezlerimizin yapımları devam ediyor.4 tanesi bu sonbaharda Buhara’daki ise inşallah seneye tamamlanacak Bu merkezlerimizin farklı bir yönü de içinde kültürel etkinliklerle birlikte Hanım Kardeşlerimizin rahatlıkla sporlarını yapabilecekleri spor salonlarının olacak olması.

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim bir çalışmamız daha var.

Pek çoğunuzun basından bildiği üzere yaşlılarımızın evini Belediyemiz temizliyor. Bu yaşlılarımız için başlattığımız Gönül Köprüsü projesiyle de yalnızlığa terk edilmiş büyüklerimizin sesine ses, gönüllerine can yoldaşı oluyoruz. Onlara birer kardeş aile buluyoruz.İnşallah bu çalışmalarımızı da hız kesmeden devam ettireceğiz.

Ben bu çalışmalarda emeği geçen arkadaşlarımızınhepsini ayrı ayrı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.

Burada bugün farklı bir programla 8 Martı kutluyoruz. Unutulmaya yüz tutmuş gelenek ve göreneklerimizi canlandırmak amacıyla bir kına gecesi programı tertip ettik.

Çorum’umuzun düğün adetlerini ve kına gecesini sizlere Hitit Üniversitesi Halk oyunları ekibimiz tanıtacaklar. Bunun yanında yalnız Çorum düğünü değil Dünyanın farklı coğrafyalarının da düğün geleneklerini öğreneceğiz, seyredeceğiz bugün. İran’dan Kanada’ya kadar misafirlerimiz sizlere farklı coğrafyaların yani kendi ülkelerinin düğünlerini anlatacaklar.

Ayrıca Kadın Kültür ve Sanat Merkezimizin Korosu Aliye Hanım yönetiminde sizlere eşsiz eserlerle seslenecekler.

Ben şimdiden hepinize iyi eğlenceler diliyorum. Emeği geçen bütün kardeşlerimizi de tebrik ediyorum.

Hayatı güzelleştirmek için hepimizin yapacağı çok şeyler var. Evimizden, apartmanımızdan, sokağımızdan başlamak üzere; barış ve kardeşlik ilmikleri atabilir, çocuklarımızın gönül bahçelerine sevgi tohumları ekebiliriz.

Kavganın, çatışmanın, ayrışmanın çığırtkanlığını yapanlara karşı milli birlik ve kardeşliğin billur sesini, yurdun ve hatta dünyanın her bir metrekaresinde hep birlikte yankılandırabiliriz.

 

Kadınlar olarak bugün en büyük arzumuz, en büyük isteğimiz, huzurun, kardeşliğin ve dostluğun dünyayı şefkatle, sevgiyle sardığını, kucakladığını görmektir. Bunun gerçekleşmesi için de yine görev öncelikle bize düşmektedir.

Bu inançla, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nüzü tekrar içtenlikle kutluyor, başta şehit ve gazi analarımız olmak üzere Çorum’un ve ülkemin tüm kadınlarını sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Kıymetli misafirlerimize Ankara’dan gelerek programımızı şereflendirdikleri için teşekkür ediyor ve sizler adına onlara hoşgeldiniz diyorum

Hepinize tekrar teşekkür ediyor ;sevgiler saygılar sunuyorum.

Kaynak : HİTİT TV
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

sondakika SON DAKİKA
hava durumu HAVA DURUMU
anket ANKET

YENİLENEN SİTEMİZİ NASIL BULUYORSUNUZ?

e-gazete E-GAZETE
arşiv HABER ARŞİVİ
linkler LİNKLER
  • http://www.hitittv.net Çorum'un Ulusal ve Yerel
  • İnteraktif haber sitesi
  • Sondakika Çorum Haberleri
duyurular DUYURULAR
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat
sol reklam
Önce çevre
Erdoğan reklam