Çözüm süreci boyunca PKK'nın üniversite yapılanmasına ses çıkarılmayarak güçlenmesinin sağlandığını iddia eden Ahmet Hattab İmal, "Dağda ve şehirlerde yapılanmasına göz yumulduğu gibi dağ kaçkını imza dahi atmayı bilmeyen PKK sempatizanları Doğu ve Güney Doğuda kontrolsüz yapılan sınavlarla üniversitelere öğrenci olarak alınmış, okullarda yaptığı faaliyetlere müsaade gösterilmiştir. Üniversitelerde ezan, vatan, millet, bayrak sevdalısı arkadaşlarımız bu hainlerin yaptığı ihanet faaliyetlerinin karşısında amansız bir dik duruş sergilemiş ve müsaade etmemek için ellerinden geleni yapmışlardır.

Hatırlayacağınız üzere geçen sene 20.02.2015 tarihinde Fırat Yılmaz Çakıroğlu kardeşimiz Ege Üniversitesi'nde öğrenci kılıklı teröristler tarafından saldırıya uğrayarak şehit düşmüştür. Şahadetinin öncesinde Fırat, İzmir Valiliğini, emniyetini, okul rektörlüğünü ve dekanlığını uyarmıştı. Ne yazık ki hiç bir önlem alınmamıştır. Ve bu duyarsızlık sonucu bir ana daha ağlamış, Fırat'ın anası ve babası gözünden sakınarak büyüttüğü evlatlarını teröre kurban vermiştir. Şahadeti mübarek olsun. Saygı ve minnet ile anıyorum" dedi.

Bir Fırat daha kaybetmemek adına Turgut Özal Konferans Salonunda yaptıkları programda Valiliği, emniyet teşkilatını, üniversite rektörlüğünü ve yönetimini, PKK'nın Hitit Üniversitesi'nde ki yapılanmasına karşı uyardıklarını ifade eden İmal, "Bu uyarılarımızın ardından üniversite yönetimi ayağa kalkmış "ne PKK'sı yahu , bizim üniversitemizde öyle şey olur mu?" diye bizlere isyanda bulunmuş üniversitemizin adını karalıyor sitemlerini çeşitli yollarla ile bizlere iletmişlerdir . Özellikle bir yönetici

Ülkü Ocakları Genel Merkezini arayarak veya aratarak yaptığım açıklamadan dolayı rahatsızlığını bildirme cüretini göstermiş gerekli cevabı almıştır. Hatta hukuki şikayette bulunma fikrini bile aklından geçirmiştir. Geçtiğimiz günlerde bizimde basından takip ettiğimiz Çorum Emniyeti tarafından şehrimizde bir PKK operasyonu yapılmıştır. Bu operasyonda göz altına alınanların hemen hemen hepsi ya üniversiteden mezun olmuş yada öğrenciliği halen devam etmekte olan dağ kaçkını kimselerdir.

Şimdi soruyorum yetkililere dediklerimizi neden zamanında dikkate almadınız? Görünen o ki yine biz haklı çıktık. Hatırlatacaksınız, Ankara patlamasını gerçekleştiren canlı bomba Balıkesir Üniversitesi'nde öğrenci idi. Bir canlı bombada bizim üniversitemizden çıkarsa bunun bedelini nasıl ödeyeceksiniz? Bizim bunları dile getirmemizde ki amaç şehrimizin üniversitesini karalamaktan ziyade, sevdalısı olduğumuz şehrin, devletçi, vatan sever, vatanın menfaatlerini kendi menfaatlerinden üstün tutan bir gençlik yetiştirmek için ömrümüzü feda ettiğimiz Çorum'dan hain çıkmasın isteğimizden başka bir gayemiz yoktur" şeklinde kaydetti.

Hal böyle iken ülkücülerin üniversite yapılanmasından fakülte dekanları ve yönetimlerin rahatsız olduğunu öne süren İmal, "Mesela İİBF'de görev yapan bir akademisyen, Türk bayrağı açıp üniversite çimlerinde etrafında toplanan arkadaşlarımıza tehditler savuruyormuş. Göz altına alınanlardan bir kaçı İİBF'de öğrencilik yapmış ve mezun olmuş. PKK görevlisi olarak, mezun olduktan sonra şehrimizde yapılanma için ikametine devam etmiş. Şimdi soruyorum. Fakültede okuyan ve mezun olan PKK'lıların hangisini tehdit ettin de ülkücüleri uyarma cüretini kendinde buluyorsun. Yine bir başka fakültede kantine bayrak asmak isteyen arkadaşlarımıza siz asarsanız PKK'lılarda asmak ister diyerek ihanete çanak tutan okul dekanı kimdir?

Bir takım olaylar cereyan edince PKK yapılanması hakkında bilgilerimizi paylaştığımız, takip ve tedbir aldığımız kanalları söylememizin ardından  "Bu adam sizi takip ediyor. Tedbirinizi alın başınıza bir hal gelmeden okulunuzu bitirin" diye PKK'lılara akıl hocalığı yapan okul müdürü kimdir? Fakültenin birinde arkadaşlarımızı tahrik etmeye çalışan PKK'lılara gerekli cevabı vermek adına bizzat gittiğim müdahale ettiğim olay sonrası, "Ocak Başkanınız bir daha okula gelirse bütün emniyet teşkilatını çağıracağım okula sokmayacağım" deme cüretini kendinde bulan fakülte dekanı aklını başına al. Ben o gün okula girdiğimde emniyet güçleri de oradaydı, okul güvenliğinde. Kaldı ki biz bayrağımızın dalgalandığı her yere sorgusuz sualsiz girecek kadar yürekliyiz. Yakın zamanda arkadaşlarımızla vatan toprağımız Cizre ye de gittik, Silopi'ye de, Nusaybin'e de gittik bayrağımıza selam durup geldik.

Fakültene mi giremeyeceğiz? Kendisini en kısa zamanda ziyaret edeceğim ve ülkücülerden neden bu kadar rahatsız olduğunu bizzat soracağım. Velhasıl, PKK'lılara bu kadar müsamaha gösterilen üniversitemizde ülkücülere bu tahammülsüzlüğü anlamış değilim. Üniversite Rektörümüz Sayın Reha Metin Alkan , fakülte dekanlarının bu tutumundan haberdar mıdır? Onu da bilmiyorum. Bizim arkadaşlarımızla uğraşmak ve geleceklerine dair tehditler savurmak yerine PKK sevici öğrencileri ile uğraşmalarını tavsiye ediyorum .

Kimse bedelini ödeyemeyeceği işlere kalkışmasın. Eğer bu tutum devam eder ise rektörlük önünde yiğit dava arkadaşlarım, kardeşlerim ile yapacağım basın açıklaması ile bizleri PKK'lılar ile bir tutan aynı kefeye koyan üniversite görevlilerini teker teker açıklayacağım. Rektörümüzün, Valiliğimizin, Emniyetin olayı daha geniş ele alarak üniversitemizde barınan PKK'lılar konusu üzerine düşmesini rica ediyorum. Bizlerin Kürt kardeşlerimiz ile bir sorunu yoktur. Teşkilatımızda da çok fazla Türk milliyetçisi Kürt vardır. Üniversite içerisinde kendine alan bulan meşru her görüşe saygımız sondur. Ama Çorum'da ihanete müsaade etmeyeceğimizi belirtmek istiyorum" diyerek açıklamasını tamamladı.