Başbakan Davutoğlu Ak Parti grup toplantısında konuştu.

İşte konuşmaısndan satır başları:

MUHTAR BİLE OLAMAZ DEDİLER

Hiçbir milletvekilimiz parmak kaldırma makinesi değildir ve olmayacaktır. Her milletvekilimiz hem bulunduğu ili, hem de ülkeyi temsil eder. Her bir milletvekilimizde milletin ta kendisini görürüz. 3 Kasım 2002 Türkiye için bir dönüm noktasıydı. Muhtar bile olamaz dedikleri kurucu genel başkanımız Mart 2003'te bu kürsüden Başbakan olarak seslendi.

ERDEMİ HEP MİLLETTE ARADIK

Biz her zaman gereğini yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Kıbrıs meslesi çözülmediyle bunun sebebi Rum yönetimi ve arkasındaki toplumdur. Irak'ta barış gerçekleşmemişse bunun sebebi Türkiye değildir.

Hep biz erdemi millette aradık. Erdemi insan haklarındaki değerlerde aradık. Biz bu emaneti omuzlarımızda taşırken ülkemizin çıkarı için ne gerekiyorsa en doğru kararı alır ve uygularım.

KEŞKE HİÇBİR MÜLTECİ ÜLKESİNDEN AYRILMASAYDI

Biz şahsi çıkarlarımızı parti ideallerinin önüne getirmeyiz. Bizler yasakları kıra kıra geldik. Keşke hiçbir mülteci bizim kapımıza gelmeseydi. Keşke hiçbir mülteci ülkesinden ayrılmasaydı. Türkiye'yi terör örgütleriyle itibarlandırmaya çalışanlar bilsinler. Bizim iktidarda olduğumuz hiçbir zaman terör ile zulüm ile işbirliği olmamıştır, olmayacaktır.

CHP GÜNLERDİR BAŞKA PARTİLERİ İNCELİYOR

CHP günlerdir başka partilerin ne yaptığını inceliyor. Yüzde 41'i hiçe sayan bir koalisyon ile meşgul. Yüzde 60'lık bir blok tanımlaması çok acı. Aylardır seçim kampanyası yürütürken AK arti kutuplaştırıcı değil diyenlere soruyorum, blok ne demek? Kutuplaştırıcılığın en alası değil mi? Kılıçdaroğlu blok lafını dilinden çıkarsın da ondan sonra bizimle konuşsun.

YA ŞİDDET YA DEMOKRASİ, YA TERÖR YA BARIŞ

MHP, daha ilk geceden tüm diğer partilere retçi bir tavır. Siyaset reddetme sanatı değildir. Siyaset, en doğru kabulü milletin kabulüne çevirme sanatıdır. HDP, baktığınızda dillerinden Batı'da barış, Doğu'da şiddet söylemi çıktı. Bu siyasette yer edineceklerse önce dönüp her türlü şiddete karşı bir tavır sergilemeleri gerekiyor. Teröre karşı nerede duruyorlarsa Türkiye siyasetinde de o kadar yer alacaklar. Ya şiddet ya demokrasi, ya terör ya barış. İkisi bir arada olmaz.

MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Nabi Avcı, sayın arkadaşım bu mevkiye benden daha çok layıktır. Bu ne güzel topluluktur. "Meclis Başkanlığı koalisyon görüşmelerinin bir parçası mı?" deniyor, bizim tek adayımız var son tura kadar da sadece onu destekleyeceğiz. Meclis Başkanlığı seçiminde birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü turda da tek adayımız arkasında kenetleneceğiz. Cumhurbaşkanımızı rencide edecek ve makamı tartışmaya açacak bir pazarlığa girmeyiz. Erdemli davranış, herhangi bir arkadaşını pazarlık konusu yapmayı ahlaksızlık olarak gösterir. Biz de siyasetin ahlakına tek bir aykırı davranış olmadı, olmayacak.

YUNANİSTAN'IN GÜÇLÜ OLMASINI İSTERİZ

Biz çevremizde barış içinde yaşayacağımız ülkeler görmek isteriz. Avrupa ekonomik krizin içindeyken ben ifade etmiştim. Yunanistan'ın güçlü olmasını isteriz. Buradan bir kez daha ifade ediyorum, ekonomik krizi açabilmeleri için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Önümüzdeki dönemde birlikte atabileceğimiz adımlar için Yunanistan'la temasa geçeceğiz.

KANDİL'E DÖNÜP TERÖRE KARŞIYIZ DESİNLER

Türkiye kendi sınırlarını koruyacak kudrete sahiptir. IŞİD'e de her zaman karşı çıktık. IŞİD'i ilk terörist ilan eden biziz. 12 Ekim 2013. Bizim bu örgütle adımızı zikretmeye kalkışıyor. Bizim adımızı kimse terör örgütüyle yanyana yazılamaz. Bu iddialarda bulunanların adı terör örgütleriyle yazılmıştır. Bu suçlamalarda bulunanlar bir kez Kandil'e dönüp teröre karşıyız desinler. Bu Türkiye'ye dönük bir saldırıdır. Biz kime hangi dille konuşacağımızı çok iyi biliriz. Suriye'deki gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Her türlü senaryoya hazırız."