Çorum Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezleri çok farklı bir etkinliğe imza attı. Kadınlar, bu kez çiğdem gezdirme ve çiğdem aşı pişirme etkinliğiyle Türkler’in yüzyıllık bir geleneğini canlandırdı.
Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın eşi Feyza Aşgın, Belediye Başkan Yardımcıları İsmail Yağbat’ın eşi Hacer Yağbat ve Lemzi Çöplü’nün eşi Seher Çöplü’nün de katıldığı etkinlikte pişirilen çiğdem aşı sonrasında hep birlikte afiyetle yendi. Çiğdem gezdirme ve çiğdem aşı pişirme geleneğinin Orta Asya’dan beri baharın dirilişi ve tazelenme anlamına geldiğini söyleyen Feyza Aşgın, çocukken çiğdem gezdirme geleneğinin daha yaygın olduğunu belirterek bu geleneğin öğretilmesi ve yaşatılması için böyle bir etkinlik düzenlediklerini söyledi. Etkinliğin arasında dostluk, kardeşlik ve yardımlaşma duygularını güçlendirdiğine de vurgu yapan Aşgın, programın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Karaçalı tabir edilen ağaçcığın dalı kesilerek dikenlerine çiğdemlerin soğanları saplanır. Çiğdemlerin asılı olduğu bu dal parçası ev ev gezdirilerek mâniler, tekerlemeler eşliğinde pilavlık malzeme (genelde yağ ve bulgur) toplanır. Bu tekerlemelerden en yaygını şöyledir:
Çiğdem, çiğdem çiçecik,
Ebem oğlu küçecik,
Yağ verenin oğlu olsun,
Bulgur verenin kızı olsun.
En yaygın söylenen mâni de şudur:
Çiğdem, çiğdem çiçecik
Ebem oğlu küçecik,
Çiğdem geldi yapıya,
Bahşiş getir kapıya.
Yağ veren ev sahibine, “yağı verenin oğlu olsun.” denir ve bir tutam sarı çiğdem sunulur, bulgur verene ise, “bulgur verenin kızı olsun.” denir ve mor çiğdem uzatılır. Mâniyi ya da tekerlemeyi duyup da kapıyı açmayan ev sahibine,
Dam başında boyunduruk,
Bekleye bekleye yorulduk,
Bahşiş verirsen giderik,
Yoksa akşama dek dururuk.
biçiminde bir tekerlemeyle serzenişte bulunulur.
Ev gezmelerinde yalnız yağ ve bulgur toplanmaz, uygun olan yiyecekler, para da alınır ve pilavlık malzeme ayrıldıktan sonra kalanlar çocuklar arasında bölüşülür.
Pilavlık malzeme büyüklerin yardımıyla pilav yapılır ve içine de soyulmuş çiğdem yumruları konur. Sonra pilav birlikte yenir. Bu geleneği günümüzde şehirlere göç vermeyip hâlâ köy olarak varlığını sürdüren tek tük yörelerde görmek mümkündür.