Uluslararası kamuoyunu, vicdan sahibi herkesi katliam ve baskıların sona erdirilmesi için sorumluluk almaya davet ediyoruz."dedi.
Doğu Türkistan'da, 20 milyonu aşkın Müslüman Uygur Türk'ünün Çin devleti tarafından her türlü baskıya tabi tutulduğunu belirten Saatcı, yaptığı açıklamada şöyle dedi; "Doğu Türkistan'da binlerce Müslüman katledilmiş ve katledilmeye devam edilmektedir. Memur-Sen olarak; Memur-Sen ve AB- Türkiye Karma İstişare Komitesi Doğu Türkistan için çalışma başlattı, bu çalışma kapsamında, Memur-Sen ve KİK üyesi STK'larla bir basın açıklaması yapıldı.
Doğu Türkistan'da; Gazze, Orta Afrika, Mısır, Irak veya Suriye'den farklı bir durum yaşanmaktadır. Dünya ile iletişim kesilmiş, haber almaya açık değil. Bu şekilde zulüm kapalı devre yapılıp haber yaptırılması da yasak olduğu için Doğu Türkistan dikkatlerden uzak kalıyor. Yıllardır Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin çektiği çile devam ediyor. Ramazan ayında bayram yaklaşırken itikafa girmiş 30'un üzerinde ablamızın itikafta iken caminin basılıp, şehit edilmesine gösterilen haklı tepki kalkışma gibi gösterilerek katliam yapıldı. Bayramın birinci gününde en az 3 bin kişi katledildi. Sonrasında gelen bilgiler daha vahim. Yaklaşık 8 bin insanın şehit edilmesi söz konusu. Ama Çin kaynakları bunu hafif göstererek onlara indirgiyor. Hatta en son gelen haberler göre başörtü yasağı ve başörtüyle, sakalla otobüslere binilememesi gibi olumsuzluklar yaşanmaya başlamış. Tam bir zulüm yaşanıyor.
Gazze'de Siyonist devlet İsrail'in zulmü var hepimiz Gazzeliyiz diyoruz, Mısır'da zulüm var hepimiz İhvanız diyoruz, Suriye'de hepimiz o çocukların yerine kendimizi koyuyoruz. Irak'ta da durum farklı değil. Ama burada Çin'in bilinçli olarak yaptığı saldırıları dünya kamuoyuna duyurmamak için zulüm yaptığı köyleri karantinaya aldığını ve kamuoyundan gerçekleri gizlediğini görüyoruz. Bunların ötesinde çok daha derin bir tablo söz konusu. Bilinçli bir şekilde Müslümanlara zulüm yapılıyor. Müslüman olmayıp başka dini seçmiş olanların bu zulmü yaşamadığını görüyoruz. Türklüğün İslam'la, Müslümanlıkla bütünleştiği yerde bu zulüm yaşanıyor. Myanmar'da, Arakan'daki cunta devletin, Müslüman olanların evindeki kaşığını bile kontrol ediyor, vatandaşlık hakkı tanımıyor. Bu yaklaşımın aynısını Uygur Türkleri, soydaşlarımız, kardeşlerimiz yaşıyor.
Türkiye, Çin ilişkileri söz konusu. Bu ilişkilerin iyileşmesini isteriz. Bu ilişki Doğu Türkistanlıların, Müslüman kardeşlerimizin rahat etmesini sağlamalı, buna yol açmalı. Dışarıda Türkiye'yle iyi ilişkilerde bulunan Çin, içeri de soydaşlarımızı, dindaşlarımızı ve insanları üç boyutlu bir katliama tabi tutuyorsa buradaki ticari menfaat ilişkisi can emniyetinin üzerine çıkmış olur ki bunu da Memur-Sen olarak asla kabul etmeyiz. İlişkilerde bulunan ülkeler doğuştan gelen haklara saygı göstermelidir. Bu haklara saygı gösterilmiyorsa o ülkeyle ticaret yapmanın, kar elde etmenin de bir önemi yoktur."
Kaynak: Hakimiyetgazetesi
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...