Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
70 bin göçmen ifadesi şu anda olası bir durumdur. Buna yok demek mümkün değildir. Türkiye tehdit altındadır. Kapımıza dayanmışsa, kardeşlerimizi yine almak zorundayız, alacağız. Rusya'nın 'TSK hazırlık içerisindedir' iddiasına gelince. Aslında Rusya'ya sormak lazım: Senin ne işin var Suriye'de? Şu anda işgalcisin, sen devlet terörü estiren bir kişiyle beraber hareket ediyorsun, 400 bin kişinin katiliyle beraber hareket ediyorsun, sivilleri öldürmeye devam ediyorsun. Ey Rusya, senin burada sınırın mı var, soydaşların mı var? Neymiş, Esed çağırmış. BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı konunun bir an evvel işletmesini bekliyoruz, silahların susması lazım.
Benim bu düşüncemi G-20 ülkelerinin tamamına yakını biliyor. Biz Koalisyon güçleri olarak bir adımı attıysak arkasını getirelim. Terör estiren Esed rejimi ile Rusya ve İran adımlar atabiliyorlar. Bunları görmemiz lazım.
GEREKEN NEYSE ONU YAPARIZ
Döner dönmez, dar kapsamlı bir güvenlik toplantısı yapılmalı. Hassas konularımızı orada değerlendireceğiz. Irak'ta düşülen hataya Suriye'de düşmek istemiyordum. 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu söylemediler. Birileri de gizli kulisler attılar. O insanların kimler olduğunu araştırır bulursunuz. 1 Mart tezkeresinde Türkiye Irak'ta olsaydı Irak'ın durum böyle olmazdı. 1 Mart tezkeresinde çıkacak netice Türkiye'yi masaya getirecekti. O zaman Bush, benle yaptığı görüşmelerde bir ricada bulundu. Ama maalesef biz kendi arkadaşlarımızın yanlışıyla baş başa kaldık. Sonra göreve geldim, başbakan oldum, tekrar ricada bulundu ve tezkere geçti ama o zaman da, oradaki Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimiz bizim oraya girmemizi istemediler. Şimdi Suriye'de de, bu iş ancak bir yere kadar böyle gider. Bir yerden sonra böyle gitmez.
Hassasiyetlerimizi Türkiye olarak korumak zorundayız. Bu hava sahası, sadece Türkiye'nin hava sahası değildir, NATO'nun da hava sahasıdır. Gerekli adımları atmak durumundadır. Bunlar herkes için bir test niteliği taşıyor.
Bu tür şeyler konuşulmaz, gerektiğinde gereken neyse yapılır. Şu anda biz bütün güvenlik güçlerimizle, her şeyimizle tüm ihtimallere karşı hazır durumdayız. Kimsenin endişesi olmasın.
PKK NEYSE PYD O
PYD, YPG terör örgütüdür. PKK ne ise PYD odur. Bunu bütün uluslararası örgütlere taşıyacağız. Taşımadığımız her an bizim için kayıptır. Terör örgütü olarak ilan edilmesi için adımlar atılmazsa, geç kalırız. Ve bakın, Biden yanında bir yardımcısı ile geldi. Daha önce Sayın Obama'nın yanında da adı geçen bir ulusal güvenlik temsilcisi.
Cenevre temsilcilerinin olduğu dönemde PYD gelemiyor, o kalkıyor, Kobani'ye gidiyor. Kobani'de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz nasıl güveneceğiz. Ben miyim senin ortağın yoksa Kobani'deki teröristler mi? Bu meselelerin mücadelesini hep birlikte vermek durumundayız.
İMRALI MUHATABIMIZ DEĞİL
Ben 'Çözüm süreci buzdolabındadır' dedim. İmralı hiçbir zaman hükümetin bir muhatabı olamaz, kesinlikle olmamalıdır da. İmralı ile devletin çeşitli kurumları, başta MİT olmak üzere görüşebilir; sadece onla değil başkaları ile de görüşülebilir. İstihbaratçının görevi budur. Vekillerine müsaade ediyorduk, gidiyorlardı. Ama daha sonra dedim ki arkadaşlara, gitmemeleri lazım. Gidip şov yapıyorlardı. Şimdi, Leyla Hanım. Önce git yemin et! Milletvekili olmanın tescili yemindir. Sonra, bir pazarlık kaydı olmaksızın randevu istersen, başbakanlığımda nasıl yaptıysam burada da kabul ederdim. Gazetelerdeki haberlere yansıdığı kadarıyla bazı şartlardan söz edeceksin. Bu olmaz.Cumhurbaşkanlığı makamına uygun bir tavır değil bu.
GÖRÜŞMELER ARTTI
Merkel için de bir panik havasıyla geliyor görüntüsü var.
Şansöyle Merkel ile son zamanlarda görüşmeler sıklaştı. Bu bir bakıma güzel. Gerek sayın Davutoğlu'nun Almanya seyahati, Merkel'in İstanbul'a gelmesi, Davutoğlu ve şahsımla yaptığı görüşmeler, ardından Londra görüşmesi ve şurada bir hafta oldu olmadı hemen buraya geliyor olması. Pazartesi kendisiyle Ankara'da görüşeceğim. Sayın Başbakan da görüşecek. Ana başlık büyük ihtimalle mülteciler sorunu. Yapılan donörler toplantısında verilmiş 10 milyar Euro'luk bir sözden bahsediyorlar. Daha önce Türkiye'deki Suriyeliler için kullanılmak üzere 3 milyar Euro sözü var. Daha bunlardan en ufak bir şey Türkiye'ye yansımış değil. Bütün bunları görüşme şansımız olacak diye düşünüyorum.
EN İYİSİYLE TAÇLANIR
Şili, Peru, Ekvator'un ortak özelliklerinden biri başkanlık sistemi ile yönetilmesi Türkiye'de süreç nasıl ilerleyecek?
Bu konu ile ilgili olarak parlamentoda yapılacak olan çalışma aslında Türkiye'de bu konuyu düşünen bütün kesimler için aydınından, medya organlarına, STK'lara varıncaya kadar hepsine adeta bir işaret fişeği olacaktır. Medya sayesinde kamuyla paylaşılacak. Zira kimse benim düşüncem dört dörtlük doğrudur diyemez. Şahsım da dahil olmak üzere. Nitekim hep birlikte yürütülecek çalışmalar neticesinde sürecin en iyi biçimde taçlandırılacağına inanıyorum.
Erdoğan, "Şili, Peru, Ekvator ve Senegal ziyaretlerimizi tamamladık. Şili'ye Başbakanlık dönemimde yaptığım ziyareti tamamlayamamıştım; Mavi Marmara olayı sebebiyle. Senegal'e 2013'te başbakan olarak gittim ve bazı adımlar atmıştık. Şili, serbest ticaret anlaşmamızın olduğu bir ülke. Peru'yla da serbest ticaret anlaşması için dördüncü etap çalışmalarını bitirdik, 5. etap çalışmaları da mayıs gibi yapılacak. Ekvatorla da benzer bir çalışma içerisindeyiz" dedi.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...