Memur-Sen Konfederasyonu'nun bünyesindeki 11 hizmet koluyla Türkiye'nin en büyük emek hareketi, en büyük konfederasyonu, en büyük sendikalarını oluşturan yapı olduğunu ifade eden Yalçın, "Biz Türkiye'deki mevcut sendikacılığın reddi olarak kurulduk. Bizim farkımız buradan kaynaklı. Çünkü Türkiye'deki emek hareketi görünümlü, adı sivil ama beyni üniformalı bazı yapıların, bu ülkede zor zamanda nasıl tavır aldıklarını, nasıl duruş ortaya koyduklarını çok iyi gördük ve onun acısını hep birlikte çektik." dedi.
"BIRAKIN KAPORTAYI İNSANLARIN YAPTIĞINA BAKIN"
Yalçın, kamudaki kılık-kıyafet yönetmeliğini de eleştirerek, hükümete çağrıda bulundu.
Kamu çalışanları için 15 Mayıs'ta yayınlanacak yaz dönemi kıyafet uygulamasının son genelge olmasını temenni eden Yalçın, "Kenan Evren'in 82 model yönetmeliği"nin değiştirilerek, batı ülkelerindeki kamu çalışanları gibi ne giyeceklerine karar verebilecek insan sınıfına yükselmek istediklerini söyledi.
Kamu çalışanları için uygulanan kılık-kıyafet yönetmeliğinin anti-demokratik olduğunu savunan Yalçın, şunları kaydetti:
"Üniversitedeki öğretim elemanımız serbest kıyafetle gittiğinde kamusal alan ihlal olmuyor, milletvekili meclise sakallı gittiğinde kamusal alan ihlal olmuyor peki ben okula sakallı gittiğimde kamusal alan nasıl ihlal oluyor?
Onun için bu antidemokratik yönetmeliği değiştirmenin zamanı gelmiştir. Bunda hikmet falan aramayın, bunun alıcısı yok. İtibarı olmayan bir yönetmelikle bize itibar falan katamazsınız.
Hırvatların icat ettiği kravatı boynumuza taktığımızda 'bizi değerli hissettirdi' diye düşünebilirsiniz ama bizim yakamızı bir araya getirmek istiyorsanız bizim ücretlerimize dokunun. Dolayısıyla yakamızı bir araya getirmenin yolu kravatı sıkıştırmaktan geçmemeli.
Bu kravatta bir keramet falan yok. Devletin dili olabilir, üst bürokrasi için geçerli olabilir, diploması için bunda bir hikmet aranabilir ama 40 derecelik sıcakta, sınıfta, klimasız ortamda öğretmeni bu işkenceyle test etmeyin.
Bırakın kaportayı insanların yaptığına bakın, ürettiğine bakın. Bu ülkeye ne üretiyor?"
Yalçın, kılık-kıyafet yönetmeliğinin sıkıntısını üniversitelerde yaşadıklarını vurgulayarak, "Bu yaklaşımdır ki üniversitelerde kızlara ikna odaları kurdurdu. İkna odalarında imha süreçlerine tabi tuttular, onların kişilikleriyle oynadılar, psikolojilerini hırpaladılar, travmalara soktular. Onun için bu özürlü yaklaşım biran önce bitmeli, 15 Mayıs yaz kıyafeti genelgesi son genelge olmalıdır." diye konuştu.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...