Çiftçinin, pazarcının, esnafın, sebze ve meyve alan halk bu garip ticaretten asla memnun değildir. Mevcut iktidarın 17 yılına bakıldığında ne doğru düzgün bir hal yasası ne de alışveriş merkezi yasasını çıkardı.
Türkiye´de yıllık sebze enflasyonunun yüzde 94.72´ye çıktı. Mevcut iktidar 17 yıldır uyguladığı yanlış tarım politikalarının ülkemizde bu günlere getirdi. 1 adet marul 5.95 lira, pırasa 5.95 lira, turp 2.40 lira, sivri biber 11.90 lira, portakal ve mandalina 4 ila 5 lira arasında, karnabahar 4.75 lira, havuç 4.95 lira, yer elması 6.95 lira semizotu, 8.95 lira, en ucuz zeytin 24 lira, Bunların içinde, ekmek, peynir, yağ, doğalgaz gideri yok. 4 kişilik bir aile aylık 2 bin 707 liraya ihtiyaç duyuyor. Asgari ücret 2 bin 20 lira. Yani bir asgari ücretli, yağ, et kullanmadan su ile pişirse bile sadece sınırlı mevsim sebzeleri bile alacak güce sahip değil.
Üretim girdileri yanında elektrik mazot ve ulaşım giderlerindeki artışlarla fiyatları katladı, Mevcut iktidarın yaklaşımları ile de sorunun çözümlenemeyeceğini, Tarımda planlama ve üretimde ucuz girdi sağlamadan da sıkıntıların bitmeyecektir.
Üretim maliyetlerindeki artış ve girdi fiyatlarındaki yükselişin, üreticinin ürün üretmemesi sorununu da doğuracaktır. Sebze fiyatlarındaki artışta aracıların etkisi tartışılmaz. Fakat nakliye, mazot, ulaşım giderleri ile girdi fiyatları değerlendirilip enflasyonun etkisi dikkate alınmadan değerlendirme yapılamaz, Bir ürünün bir kentten başka bir kente nakliyesi ürünün kendi fiyatı kadar üstüne ekleniyor.
Üreticilerin girdi maliyetlerine bakıldığında yeraltından elektrik enerjisi kullanılarak çıkarılan sulama suyu önemli bir maliyet. Son yıllarda 4 milyon hektar tarım arazisinin ülkemizde yok olduğunu, bunun nedeninin ise kent çevrelerindeki ekilebilir alanların, yanlış yapılaşma, yanlış sanayi alanları seçimi sonucu betona bürünmesi ve tarımsal alanlardaki göçün varlığından kaynaklanıyor.
Yabancılar sürekli tarım arazileri alıyor. Yerli çiftçi icralık olduğu için arazilerini satmak zorunda kalıyor. Giderek tarımdan uzaklaşan köylerimizde nüfus azalıyor. Mevcut iktidar 17 yıldır bu sorunlara çözüm bulamıyor. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Et ve Balık Kurumu ve Toprak Mahsulleri Ofisi gibi çiftçinin üreticilerin yanında olan kurumlar, özelleştirme kapsamında içleri boşaltıldı. Tarım arazileri doğru değerlendirilip bilimsel tarım yapılmadı. Sudan´a gidip tarım arazisi kiraladılar ve orada yetiştirecekleri ürünleri Türkiye´de satacaklar. Sudan tarımının sorunlarıyla ilgilenen, Sudan çiftçisinin yanında olan iktidar ne yazık ki Türk çiftçisinin sorunlarını görmezden geliyor.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...