"Bonzai adı verilen uyuşturucu madde ile iki yıl önce lise öğrencisiyken tanıştım. Yakın bir arkadaşımla, başka bir arkadaşımızın yönlendirmesiyle denemek için satın aldık. Sıklıkla kullanmaya başladık. Kolay temin ediyorduk. O dönemde yakın çevremizdeki iki arkadaşımız bonzai nedeniyle kalp krizi geçirdi, biri yaşamını yitirdi. Bırakmayı düşündük. Kullanmadığımızda kendimizi eksik hissediyorduk. Bedenimiz ve beynimiz istiyordu."
41 AYRI MADDEDEN YAPILABİLİYOR
Bu sözler 2013 yılında narkotik polisleri tarafından gözaltına alındığında İstanbul Emniyeti'nde ifade veren 19 yaşındaki E.T.'ye ait. E.T. yalnız değil elbette, onun durumunda olan, bonzainin pençesine düşmüş sayısız genç var. Günlerdir bonzai kurbanlarıyla ilgili haberler okuyoruz, mağdurların hikayelerini dinliyoruz. Peki ama nedir bu bonzai? Yeni nesil zehir olarak adlandırılan ve özellikle gençleri uyuşturucu batağına sürükleyen bonzai; böcek ilaçları, aseton, fare zehiri ve tiner gibi çok sayıda kimyasal maddenin, bazı bitkilerin yapraklarına püskürtülerek emdirilmesi sonucu elde ediliyor. Bonzai, adını bonzai ağaçlarının yapraklarından alıyor. Polis literatüründe adı Uzay. Hint keneviri, tavşan otu ve bonzai ağacının kurutulmuş yaprakları gibi 41 çeşit bitkinin yaprakları kullanılıyor. Kullanıcılar bonzai adlı zehirli maddeyi tıpkı esrar gibi tütün ile karıştırarak tüketiyor. Bonzai kullanıcılarını bekleyen kaçınılmaz son: 'Ölüm Tribi' adı verilen ruhsal bunalım... Uyuşturucu tacirleri tarafından ise kısa süre içerisinde bir fırsata dönüştürülen bonzainin ülkemizde kullanımı, 2010'da yaygınlaşmaya başladı. Düşük fiyatlara sokak aralarında dahi kolaylıkla temin edilebilen bonzai, kişide esrardan daha kuvvetli etki bırakıyor, ritim bozukluklarına, kalp yetmezliğine, kalp krizine ve ani ölümlere yol açıyor.
AİLELER ÇOCUKLARINI İHBAR EDİYOR
Uyuşturucu ile mücadelede çocukları uyuşturucuya bulaşan aileler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne kendileri başvuruyor. İstanbul Emniyeti Narkotik Şube'de görevli olan ve geçmişte binlerce uyuşturucu bağımlısı ile yüz yüze görüşen üst düzey yetkililer, "Gençler kullandıkları maddenin içerisinde ne olduğunu bilmiyor. Bonzai bağımlılarında halüsinasyona yol açıyor ve kullanıcılar 20 dakika ile 1 saat arasında değişen sürelerde 'Ölüm Tribi' denilen ruhsal bunalıma yakalanıyor. Kalp çok hızlı atmaya ve çok hızlı kan pompalamaya başlayınca kişide dünyadan kopma hissi oluşuyor. Kullanıcı, ölüm korkusu yaşamaya başlıyor. Kişi, öleceğini düşünerek paniğe kapılıyor ve can çekişmeye başlıyor. O dakikalarda beyninde ve bedeninde yaşadığı krizi yönetebilen kurtuluyor, yönetemeyenler ölüyor. Krizi atlattıktan sonra kullanımdan ötürü pişman olmayanlar, 'Ölüm Tribi' denilen o duyguyu yeniden yaşamak için kullanmaya devam ediyor." ifadelerini kullanıyor.
HAYATLAR BİR HİÇ UĞRUNA KARARIYOR
SATICILAR ASKERDE BİLE RAHAT BIRAKMADI
G.İ.: (48 yaşında - Bir çocuk annesi)
"Çok uzun yıllardır Mecidiyeköy'de oturuyoruz. Oğlum mahalledeki arkadaşları yüzünden 16 yaşında uyuşturucuya başladı. İlk zamanlarda esrar içtiğini bana itiraf etti. Tartıştığımız bir gün, "Anne bana yardım et. Beni uyuşturucuya alıştırdılar. Kurtulmak istiyorum fakat alışmam için benden para dahi almıyorlar" dedi. Polise gittik. Bir süre içmeyi bıraktı fakat daha sonra tekrar kullanmaya başladı. Bu defa bonzai almaya başladı. Evde gördüm ve polislere götürdüm. Gözaltına aldılar. 2013 yılının sonunda askere gönderdik. Halen kullanıyor ve saklamıyor. Arkadaşları ve satıcılar yanına gittiklerinde götürüyorlarmış. Artık oğlumun geleceğinden hiç umudum yok. Yapanları Allaha havale ediyorum."
GENÇLERİMİZİN HAYATLARI SÖNÜYOR
M.S. (36 yaşında - İki çocuk annesi)
"Çok yakın bir arkadaşım; 14 yaşındaki çocuğunun davranışları ve sinirli halleri nedeniyle uyuşturucu madde kullandığından şüpheleniyordu. Sürekli "Psikolojisi bozuk" diyordu ve daha sonra çok hızlı öfkelenmesinden şüphelendi. Bir gün cebinde bonzai denilen bu uyuşturucu maddeden bulduğunu söyledi. Tedavi ettirdi fakat çocuk yeniden kullanmaya başladı. Okulda içmeye başlamış. Arkadaş çevresi nedeniyle de kurtulamadı. Benim de ergenlik döneminde olan iki erkek çocuğum var. Mahallemizde çocuklarımızın sağlıklı ve iyi bir şekilde yetişmelerini, evlatlarımızın huzur içerisinde yaşamasını istiyoruz fakat onları sokağa bile bırakamıyoruz. Gençlerimizin hayatları sönüyor."
YILLARIM BİR HİÇ UĞRUNA KARARDI
22 yaşındaki M.Ş.
İstanbul Dolapdere'de yaşıyor. Okuma fırsatı bulamamış ve iş hayatına erken yaşta atılmak zorunda kalmış. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle üç defa gözaltına alınan M.Ş.'nin bütün hayatı, vatani görevini tamamladıktan sonra değişmiş. Uyuşturucuyu bırakmış. Yaşadıklarını üzülerek anlatıyor: "Uyuşturucuyu bırakmayı o dönemlerde hiç düşünmedim. Bir parçam gibi olduğunu hissediyordum. Almazsam eksik kalıyordum. Küçük yaşlarda uyuşturucuyu kullanmaya başladım. Ailemizin içerisinde bazı huzursuzluklar vardı. Babam, anneme şiddet uygulardı. Üzülürdüm. İçime kapanıktım. Kısa zaman içerisinde de arkadaş ortamında uyuşturucu kullanmaya başladım. Esrar içiyorduk. Sonra bonzai denilen madde ile tanıştım. Aslında o zaman benim için aldığım maddenin adı ve özelliklerinin önemi yoktu. Bir dönem maddi imkansızlıktan ötürü temin edemediğim için içemedim. Şans eseri getiren kimse de olmadı. Sonra kısa bir ara girdi. Askere gittim. Kendimi zorladığımda, irademin zayıf olmadığını gördüm. Bazı yakın arkadaşlarımın, "Ne yapsam da uyuşturucuyu bırakamıyorum" sözleri de beni uyuşturucudan uzaklaşmaya teşvik etti. Zaman içerisinde de kullanmayı bıraktım. Hiç aramaz oldum. Şimdi çok mutluyum. Sadece, yıllarımın bir hiç uğruna karardığını düşünüyorum. Uyuşturucu kullanan insanlar; özellikle gençler, düştükleri bataklıktan sıyrılarak tüm hayatlarını değiştirebilir."
EVİMİZİN ÖNÜNE TEK İÇİMLİK PAKET BIRAKTILAR
Uyuşturucu satıcılarının hedefinde olan Okmeydanı'nda yaşayan 26 yaşındaki E.S., kendisinden dört yaş küçük olan erkek kardeşinin kısa bir dönem irtibat kurduğu kişilerden uyuşturucu madde temin ettiğini ve bonzai kullandığını söylüyor. İddialarına göre kardeşi, 2013 yılının başlarında tedavi olmuş ve uyuşturucu kullanımını bırakmış. Bir süre sonra aynı kişiler tekrar alıştırmaya çalışmışlar fakat başaramamışlar. E.S. uyuşturucu tacirlerinin zaman zaman evlerin önüne poşetler içerisinde tek içimlik bonzai bıraktığını ileri sürüyor ve kendi evlerinin önünde dört defa bulduğunu söylüyor. E.S., "Polisler artık eskisi gibi değil... İhbar yapıldığında hemen geliyorlar. Biz bu nedenle hiç korkmuyoruz. Ben uyuşturucunun içerisinde büyüdüm fakat deneme amaçlı da olsa bir defa dahi kullanmadım. Uyuşturucu ile mücadele etmeyi tüm insanlığın görevi olarak görüyorum" diyor.
BONZAİ, DÜNYA İÇİN KÜRESEL BİR TEHDİT...
Uyuşturucuya talebin azaltılması için 2009 yılından beri Hedef Sensin-Madde Kullanımına Hayır projesini yürüten Narkotik Suçlarla Şube Müdürlüğü Yetkilileri, Türkiye'de 28 bin kişinin uyuşturucu suçundan dolayı cezaevlerinde olduğunu, bu kişilerin yüzde 95'inin uyuşturucu ticareti yaptığını, 130 bin kişinin ise içicilikten ötürü işlem gördüğünün altını çiziyor. Geçen yıl 155 bin kişinin uyuşturucu kullanımından dolayı tedavi gördüğü, tedavi başvurularında ise yüzde 250 oranında artış yaşandığı ifade ediliyor. Bonzainin sadece Türkiye için değil, dünya için küresel tehdit oluşturduğunu söyleyen emniyet yetkilileri, dünya üzerinde bonzai kullanımı nedeniyle gelecek yıllarda toplu ölümlerin yaşanabileceğinin, Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi ile Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin raporlarına yansıdığını söylüyor.
MAHALLELER EYLEM YAPIYOR
Polisin çalışmalarına; genç kuşağın uyuşturucu batağına düşmesini önlemek isteyen vatandaşlar da destek veriyor. İstanbul'da son dönemlerde Bonzai isimli uyuşturucu maddesinin satışlarının çoğaldığı ve yoğunlukla yaşandığı ilçelerde yaşayan insanlar, tıpkı Haziran ayı içerisinde ikamet ettikleri bölgede iki farklı sokak eylemi gerçekleştiren Üsküdar Selami Ali Mahallesi Sakinleri gibi tepkilerini ortaya koyuyor. Uyuşturucu satışı ve kullanımına karşı eylem yapıyor, "Uyuşturucu illetine karşı daha fazla önlem alınmasını istiyoruz. Uyuşturucuya geçit vermeyeceğiz" diyerek, yaşları 18'den küçük olan gençlerin uyuşturucu batağına saplanmasına sebep olan bonzai maddesinin satışlarına dikkat çekiyorlar.
VATANDAŞ DEDEKTİF GİBİ ÇALIŞIYOR
Uyuşturucu satıcılarının hedefinde olan mahallelerde sivil dedektif gibi çalışan vatandaşlar, bazı sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yaptıklarını ve en ufak şüphe uyandırıcı bir olay meydana geldiğinde hemen İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile irtibata geçiyorlar. Bonzai satışının yoğun olduğu Fatih, Üsküdar, Maltepe, Beyoğlu, Dolapdere, Gazi Mahallesi, Esenler ve Okmeydanı başta olmak üzere bazı ilçelerde vatandaşlar tarafından duvarlara yazılan yazılar, uyuşturucuya karşı başlatılan mücadeleyi gösteriyor. İmza topluyor, yürüyüşler yapıyorlar. Mahalle sakinleri cadde ve sokakların köşe başlarında adeta 'Torbacı Nöbeti' tutuyor. Başta "Bonzai'ye hayır", "Kahrolsun bonzai", "Uyuşturucu satışına izin verme, senin de çocuğun var", "Bonzai içme, içirme", "Uyuşturucuya hayır" ve "Seni yeneceğiz bonzai" gibi farklı duvar yazılarıyla zehir dağıtan uyuşturucu çetelerine adeta gözdağı veriliyor.
HAFTADA İKİ OPERASYON
İstanbul'da 'Kararlı mücadelemiz insanlık için' sloganı altında uyuşturucuyla mücadele eden emniyet, bonzainin yasak kapsamına alındığı ve yakalamaların başladığı 13 Ocak 2011 tarihinden bu yana, bu maddeye karşı savaş veriyor.
Günde 25 ihbar
Uyuşturucu satışları ve kullanımları konularında günlük ihbar ortalaması 25... Torbacı olarak adlandırılan sokak satıcıları ile çetelere yönelik bir haftada ortalama iki operasyon düzenleyen Narkotik, 2014 yılının ilk altı ayında İstanbul'da yaklaşık 90 kilogram bonzai ele geçirdi ve 4 bin 447 kişiyi gözaltına aldı. Sivil toplum kuruluşları, belediyeler, üniversiteler, vatandaşlar ve aileler uyuşturucuyla mücadele kapsamında polise destek oluyor. Son olarak Sarıyer Belediyesi'nin bünyesinde Bonzai ile Mücadele Komisyonu kuruldu. Kaçakçılık Daire Başkanlığı, geçtiğimiz ay Bonzai Çalıştayı düzenleyerek tedbir ve önlemleri masaya yatırdı.
Cezalar katlandı
Uyuşturucu madde suçlarına bir darbe de Yeni Yargı Paketi ile geldi. Kanun tasarısının meclisten geçerek yasalaşması üzerine, uyuşturucu satışı ve kullanımlarında cezalar 2'ye, 3'e, hatta 4'e katlanabilecek. Yeni kanuna göre esrar elde etmek amacıyla kendi adresinde dahi kenevir ekimi yapan kişilere verilen 1 yıldan 7 yıla kadar olan hapis cezaları, 4 yıldan 12 yıla kadar çıkacak. Uyuşturucu imal, ihraç veya ithal eden kişiler ise 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezaları ile karşı karşıya kalacak.
Sabah/ Emir Somer
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...